1 Ağustos 2010 Pazar

bir bahar gibi :)

bahar gibi geldin , hoşgeldin aşkım. hayatımın tek gerçeği.. 3 gün sonra 1 yılımız olacak ve geri döndün.. benden daha mutlusu yoktur şu an dünyada biliyormusunuz arkadaşlar :) hayatımın ışığı , yaşam enerjim , benim kalbimin sahibi , ruhumu teslm ettğim insan ; razor valentine ım geri döndü.. aşığım ben.. çok fena aşığım hemde... seni seviyorum sevgilim ablam aşkım herşeyim! sonuna kadar SENİ SEVİYORUM

31 Temmuz 2010 Cumartesi

başlangıç :)

hayat yeniden başlıyor gibi sanki.. üstümdeki ölü toprağı , donmuş kalbim vs.. sanki siliniyor.. benim canım ablam, aşkım , ailem , herşeyim.. geri döndü sonunda.. o kadar mutluyum ki. tarif edemiyorum gerçekten. bagırmak hoplamak sevinmek.. bunlar az kalır. belki bir şok halindeyim ondanda donuk kaldım. ne olursa olsun ada yeniden mutlu olacak. benim canım geldi çünkü :)

25 Temmuz 2010 Pazar

çirkinlik...

dün gece bir şeyi anladım.. gerçekten yeterince çabalamıyorum. başka kadınlara bakıyorum ve aslında nede güzeller. birde güzel sandığım bedenime bakıyorum ki ; tam bir fiyasko. arkadaşımla otururken yanıma densizin biri geliyor. adın ne vs.. konuşuyoruz. neyse ada diyorum fena değildir. sonra diyor ki ; çok anlaşılıyor. allah belanı versin senin diyemediğim için nasıl pişmanım şu anda. beni nasıl da yaraladı o laflar... evet daha eksiğim evet daha güzel değilim ama yüzüme niye vurursunuz ki.. geçen hafta istanbulda yakaladığım muhteşem hava dagıldı tam anlamı ile. ankarayı sevmiyorum.

24 Temmuz 2010 Cumartesi

itiraf.

1


sevgilim benim aşkım bu sokaklardan geçer.. sokak orospuları sarhoşları itleri ve çocuklarınıda göreceksin bu yollarda.. ama yılma beni sakın bırakma .. benim tüm hatam aynı zamanda aynı yerde bulunmaktı.. aslında buna hata da demem pek doğru olmuyor.. onları dinleyip önyargısız yaklaştığın zaman olay kurgusunu değiştiriyor ...ben onları çok sevdim hem belki zamanla sende seversin .. sadece adımı atacağın yeri önceden belirle... kör gözlerle ilerleme ... çünkü sokak çekici olduğu kadar tehlikelidirde...

2


sevgilim benim aşkım bu sokaklardan geçer... benimle attığın her adımda ruhun biraz daha ağırlaşacak ama ölme isteğin daha da azalacak... sokak lambalarını kırarak öğreneceğiz sokakta nasıl siyaset yapılırmış... yolun tam ortasında araba geçmez denen bir saatte uzanarak sevişmenin imla kurallarını çalışacağız... ve belkide sevgilim (kaldırımlar şahidimiz olsun ki) bir gün bu sokaklardan birinde hayata gözlerimizi yumacağız... hayata kapanan gözler nerelere açılır işte bunu o gün öğreneceğiz...


3


sokak insanı bağlar sevgilim bağlan ama bağımlı olma... işte bu duruma geldiğin anda hayatnda ya standartlardan vazgeçmek ya da sokaktan vazgeçmek zorunda kalıyorsun... o yüzden iyi düşün ve öyle yaşa bu aşkı benimle... belki şaaşalı cümlelerim yok sana ama yüreğimden süzülen iki satır arasına sıkıstırıyorum adını.. sokağın başucuna da fotoğrafımızı asıyorum... asılsız haberlere konu olmaktansa her zorluğu seninle aşmayı diliyorum...


4


ve sevgilim seninle kaldırımları aşındırmayı kendime borç biliyorum.. bir seni bir de bu yalnızlığımın maskesi sokakları çok seviyorum...


Sevgili arkadaşım Öykü'ye çok teşekkür ederim

21 Temmuz 2010 Çarşamba

verilen sözler

hani bazı sözler vardır. ne olursa olsun tutulur. arada ne kadar şey olmuşsa da , ne kadar insan belki sözü verdiği kişiden nefret etse bile tutulur. bu da öyle bir söz ; bana verilen , ne olursa olsun tutulacağına yemin edilen bir söz. ilk ameliyatlarımın günü geldi gelecek. söz ise yanımda olmak idi. hastaneye gelmek yanımda olunmuyor sadece... bu hassas günlerimde bu sözün tutulmasına çok ihtiyacım var.. bu sözü verip te tutmayacak olan herkese gelsin bu yazı... yaptığınız ölümden daha çok incitiyor yada hakaretlerden , emin olun.

29 Haziran 2010 Salı

mini mutluluklardan , en maxi mutluluğa geçiş :)

bu akşam hayatımın en mutlu haberini aldım.. belgin abla ile konuştum ve bunun sonucunda ; ameliyatımı olduktan sonra , kapıların suratıma kapanmayacağını , özenle sakındığım bedenimi satmak zorunda kalmayacağımı öğrendim.. sevinçten ağlıyorum... artık çekindiğim , yapamadığım herşeyi yaşama vakti.. :)

yeni yeni , mini mini mutluluklar :)

uzun zamandan sonra tekrar yazıyorum. hayatımda en çok değer verdiğim insanın hayatımdan çıkışına neden olduğum için kendime olan nefretimi,öfkemi sonunda yeni yeni yenebiliyorum. belki böyle her şey daha iyidir ha? o çok daha mutludur :) öyle olmasını temenni ediyorum. değilse bile mutlu olmaya çalışmasını, çünkü ben çalışıyorum... Yeniden başladığım terapilerin güzel faydası oluyor , olumlu etkilerini görebiliyorum. şimdi ne mi yapıyorum? annemle aramı düzeltiyorum hatta düzelttim. bana istanbul pride ın detaylarını nasıl geçtiğini bizzat sordu telefonda ! :) bu mükemmel birşey değil mi? bence öyle. daha yolun başındayız ama herşey zamanla... Ankaradaki yalnızlığımı bitanecik kardeşlerim , tuğçe , selçuk , cağla , engin ve tabiiki bitanecik kedicikim pamuk ile paylaşıyorum. belki ablamı sonsuza kadar kaybettim ama dönüp bakınca o daha mutlu diyip gülümseyebiliyorsam ; evet ben aslında kazanmışım sevgili blog :) ben kazanmışım. artık mini mini mutlulukları yaşamanın vakti be blog... sence de öyle değil mi?